Kürk Mantolu Madonna'dan sonra okuduğum ikinci Sabahattin Ali kitabı: İçimizdeki Şeytan. Muhtemelen üçüncüsü Kuyucaklı Yusuf olacak. Okumam için köşede bekliyor.
İçimizdeki Şeytan kitabını daha arka kapak yazısını okuduğum anda sevdim. Birkaç hafta önce şurada paylaştığım arka kapakta şöyle diyordu, Sabahattin Ali;
"İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim..."
Şu cümle beni yakalamış, kitabı okumam için yetmişti. Çünkü bazen ben de aynen böyle yapıyorum. Emin olmadığım isteklerim gerçekleşmediğinde "Zaten istemiyordum" moduna geçiş yapıyorum anında.
Büyük bir merak ve istekle aldım kitabı elime lakin bitirdiğimde Kürk Mantolu Madonna kadar etkilenmiş değildim. Kitap kötü anlamı çıkmasın bu cümleden sadece ilki kadar etkilenmedim fakat okuduğuma memnun kaldığım, psikolojik analizlerin olduğu güzel bir Sabahattin Ali kitabı.
"Dünyada şimdi onunla yan yana bulunmamamız kadar mantıksız ve lüzumsuz ne vardır acaba?"
Kitap Macide ve Ömer'in hikayesini anlatıyor. Konservatuvarda okuyan Macide'yi bir vapur seferinde gören felsefe öğrencisi Ömer, daha ilk anda aşık olur genç kıza. Macide'yi yakından görmek tanışmak için kızın yanına doğru ilerleyen Ömer, bu esnada genç kızın yanındaki akrabası olan kadını görür. Akrabası sayesinde Macide ile tanışan Ömer aslında genç kızla uzaktan akraba olduklarını öğrenir. Genç kızı yakından tanıma, görme fırsatı doğurur bu akrabalık ilişkisi. Ailesinin yanından İstanbul'a büyük bir şans eseri olarak gelen Macide, bir yanda kaldığı evde yaşadığı sorunlar ile uğraşırken diğer yanda yeni tanıştığı ve kendisine aşık olan Ömer'i tanımaya çalışır... Olaylar beklenmedik şekilde yaşamlarını şekillendirirken ikili kendilerini başlangıçta mutlu oldukları fakat zamanla çaresizlik, yoksulluk, arkadaş çevresi ve tüm bunların getirdiği kişilik değişimleri içerisinde mutsuz bir sona doğru giderken bulur...
"Şimdi şuracığa düşmekten korkuyorum. İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum."
Kitabı severek okudum özellikle Ömer'in çalıştığı yerdeki veznedar amcanın hikayesini üzülerek okudum. Yıllar sonra tesadüf eden bir buluşmanın olmasına ayrıca sevindim nedense. Kitap, ikili ilişkilerden siyasete, siyasetten kişilik analizlerine kadar birçok konuyu barındırıyor. Kitap içerisinde geçen bazı karakterlerin Peyami Safa, Nihal Atsız, Necip Fazıl gibi kişilere gönderme olduğu söyleniyor.
Velhasıl güzeldi; öneririm.
Velhasıl güzeldi; öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hu hu!
Pek sevgili blog ziyaretçilerim. Lütfen sadece blog linkinizi bırakıp kaçmayınız. Kullanıcı adınıza tıkladığım zaman zaten blogunuza ulaşabiliyorum ben :) Blog linki yazıp kaçan ziyaretçilerin yorumlarını spam olarak işaretlediğimi bilgilerinize arz ederim^^