Mim: Fotoğrafın aklına düşürdükleri..

Huu! 

Yazmam gereken Ne Söylerdin mimi cebimde dururken yeni bir mim ile karşınızdayım. Deeptone tarafından şu yazıyla beraber mimlendim efenim. Mim, Heybemdeki Fotoğraf blogundan seçeceğimiz bir fotoğrafla ilgili birkaç kelam etmek. Ben kural ihlali yapıp iki tane seçtim ^^' 

Sonbaharın renkleri bile yeter..

Bu fotoğrafa bakınca aklıma ilk gelen şey maalesef romantik şeyler değil. Fotoğrafa bakınca önce sararmış dökülmüş yaprakların, renklerinin şahaneliğine hayran kalıyorum. Ardından gelen düşüncem tezatlık oluşturuyor ilk cümleyle lakin durum bu: Hemen ardından o kuru yaprakların üzerinde yürümek ne kadar zevkli olurdu çıtır çıtır sesler çıkardı diye düşünüyorum :) Romantik değil demiştim :)

J-Drama Öneriyorum: Bitter Blood

Jdrama önermeye geldim bu defa dostlar. Son zamanlarda izlediğim en güzel dizilerden biriydi Bitter Blood üstelik bu defa Kore değil Japon yapımı bir dizi. Diziyi uzun uzun anlatmayacağım kısa kısa bahsedip kaçacağım zira dizi zaten 12 bölümden oluşuyor anlatıp da seyir zevkini kaçırmak istemiyorum. Jdrama arayanlara henüz izlemedilerse önerip gideceğim :) 

Bitter Blood yeppudaa japon dramalar bölümünde online izleme ve mp4 indirme seçenekleriyle mevcuttur. Hatta direktoman sayfa linkini vereyim size: Bitter Blood Yeppudaa Çevirmen ve upload eden yeppudaa gönüllülerine teşekkürlerimi sunuyorum her zaman olduğu gibi. 

Bitter Blood kahramanları

Bitter Blood Konusu: Çaylak bir dedektif olan Natsuki Sahara ilk görev yeri olan Ginza Karakolu'na atanır. Aynı karakolda tesadüfen babası Akimura Shimao'nun da dedektif olduğunu öğrenir. 10lu yaşlarındayken anne ve babası ayrıldığı için babasıyla hiç görüşmeden büyüyen Sahara babasıyla aynı karakolda dedektif olarak karşılaşınca durumdan karşılıklı olarak hoşlanmazlar.

[Konuk Yazar]: Yağmur Sonrası Okur Yorumu

Yıldız Yağmuru blogunun sahibesi Funda, bloguma konuk yazar oluyor bugün. Funda'nın görüşleriyle Sarah Jio - Yağmur Sonrası kitap yorumu...

Herkese merhaba :)

Okumak için çok geç kaldığım bir yazarın kitabı ''Yağmur Sonrası''

''Hiçbir şey için geç değildir'' cümlesinin doğruluğunu unutamayacağım bir şekilde hatırlatan duygu dolu bir romandı benim için..

Gelelim kitabımızın, konusuna;

Birlikte büyüdüğü Gerard ile evlilik aşamasında, aynı zamanda hemşire olan Anne'nin hikâyesi bu. Anne, hayatının yolunda olduğunu ve gerçek aşkı ile evleneceğini sanırken yakın arkadaşı Kitty ile verdiği karar sonucu hayatı tamamen değişir. Her şeyi arkalarında bırakıp II. Dünya Savaşının ortasında sıkışıp kalmış Bora Bora adasına görev yapmaya giderler ve roman tam da burada başlar.

Suits Kore Dizisi Oluyor!

Mike ve Harvey Specter

Suits, Amerika'da yayınlanan Hukuk temalı bir dizi. 5 sezondur ayıla bayıla izliyorum diziyi. Şu sıralar yeni sezonun gelmesini heyecanla bekliyorum. İki üç bölüm yayınlayıp aylarca tatil yaptıkları için izleyiciler olarak sürünüyoruz.

Öneriyorum: Oh My Ghost! Hayaletim Benim!

Na Bong Sun & Ye Şep! 

Selamlar, sevgiler... Oh My Ghost dizisiyle karşınızdayım. birkaç gün oldu bitireli. 2015 Kore dizileri arasında öyle çok fazla dizi izleme imkanım olmadı genelde tutulan, önerilen dizileri izledim hep. Oh My Ghost da yine öneri üzerine izleyip sevdiğim bir dizi. Kimin önerdiğini hatırlamıyorum bu yüzden özel olarak tenk yuu'larımı sunamıyorum maalesef :) Yazının detayına inmeden önce izlemek isteyenler için Oh My Ghost Yeppudaa sayfasını bırakayım köşeye. Teşekkürü hak edene vermeliyiz =P Yeppudaa çevirmenlerine tenk yuu! 

Oh My Ghost konusu: Na Bong Sun bir restoranda asistan, ayak işlerini yapan joker eleman olarak çalışır. Bong Sun, karakteri sebebiyle içe kapanık, ezik bir genç kızdır. Daima özür dileyen bir kişiliği var. Büyükannesi şaman olduğu için küçüklükten bu yana daima hayaletleri görmektedir. Buna bir yetenek veya özellik diyemiyoruz zira Bong Sun hayaletleri görmesinden ötürü daima uykusuz daima sıkıntılı bir hayat yaşamıştır.

Because It’s the First Time [İlk Bölüm]

Poster sevimli ama içeriği?

Because it's the First Time 2015 Kore dizilerinden efenim. Az önce Yeppudaa'da gezinirken gözüme ilişti hadi bir indireyim dedim. Yeppudaa henüz iki bölümü eklemiş ki sanıyorum yeni başlayan bir dizi. Hepi topu 8 bölüm yayınlanacakmış. İsabet olur. 

Because it's the First Time konusu; altı kişilik arkadaş grubunun Yoon Tae O'nun çatı katında takılması ve her birinin farklı bir hayat sürmesini anlatıyor dizi. 20li yaşlarda olan gençlerin silik hikayeleri bana göre. 

Pazar Kahvaltısı

Olayımız basit olunca başlık da otomatikman çıkıyor ortaya. Nasıl kolay yazıverdim başlığı bilemezsiniz :) 

Foto Kaynak: Cevdo

Yarın günlerden Pazar. Çalışan, iş güç sahibi biri olsaydım ekstra anlamlı olacaktı Pazar günleri lakin son derece işsiz güçsüz ve kpss'ye hazırlanması gerekirken parmağını bile oynatmayan biri olarak Pazar günleri benim için dahi güzel bir gün. Adeta bir tatil havası. Sebep? Pazar kahvaltısı! =P

Kahvaltı insanı olduğumu söyleyemem. Çoğu zaman yapmam bile.. Gerçi şu son zamanlarda zeytin-ceviz ve çayın ne kadar güzel bir lezzet olduğunu keşfettiğimden beri neredeyse düzenli olarak kahvaltı etmeye başladım. Kışın da ceviz-bal-şekersiz çay şükela bir lezzet oluyor, benden söylemesi. Kahvaltıyı benim için yenilebilir kılan kalabalık aile ortamı olur. Aslında en güzel öğün akşam yemeğidir, mis gibi yemekler çıkar yavaş yavaş yersin oh ne güzel! 

Eylemsizlikten ölmeden hemen önce.

Hiçbir şey yapmak istememe durumu çok can sıkıcı değil mi yahu? Günlerdir hiçbir şey yapmadan boş boş yaşıyorum. Ne kitap okuyorum ne ders çalışıyorum ki daha ders çalışmaya adam akıllı başlamadım dahi. Bugün bir silkelenip kendime geleyim dedim çok az sürdü :) 

Beni bu sıcak havalar mahvetti. Gündüzleri sıcaktan parmağımın ucunu oynatacak mecal bulamıyorken akşamları hafiften gelen esinti ve deniz kokusuyla birlikte üzerimden attığım tembelliği tamamen gereksiz ve son derece boş işlerle geçiriyorum. 

Mim: Blogger denince akla gelen 3 şey...

Mimlediler beni!!!

Ms Amaril ve Şeker Turşusu günlerdir bloglarda dolaşan mimi nihayet bana da pasladılar. Tenk yuu'larımın hepsini sunup soruları cevaplamaya gidiyorum efenim. #BloggerLife mimi başlasın! 

• Blogger denince aklına gelen 3 şey?

- Hmm.. Valla  Kore tayfası geliyor aklıma ilk (Mikot, Nefi, Hikaru, BunuSevdim, Selocan vs vs..) Daha sonra moda blogları gliyor ki hiç ama hiç sevmem moda bloglarını, sadece giydikleri kıyafetleri çekip paylaşıyorlar falan filan.. Aslında genel anlamda gizemli kişilikler geliyor aklıma. Düzenli olarak takip ettiğim okuduğum blogların her birinin ayrı ayrı gizemli kişiler olduğunu falan düşünüyorum. Gülmeyiniz efenim!

Steve Jobs ve Terk Edilmişlik Duygusu

Hey! Nabersiniz? Ülke gündemi karışık malum, herkesin bir parça kırgın üzgün olduğunu varsayıyorum ve nasılsınız faslını geçiyorum itinayla. 

Steve Amca ve kokoş yelpazem

Aslında Steve Jobs ve hayatı beni zerre kadar enterese etmiyor zira herhangi bir Apple ürünü kullanmıyor ve markaya, şirkete dair hayranlık beslemiyorum lakin evdeki okunmamış tüm kitapları okuyup da cehennem sıcağında yeni kitap alacak kadar dışarıya çıkacak mecalim olmayınca Steve amcaya kaldım! Geçen yıl kardeşimin arkadaşıyla yaptığımız kitaplaşmalar sonucu ben ondan üç beş kitap almış karşılığında Steve amcayı onunla birlikte Afrika'ya yollamıştım. Ne yalan söyleyeyim kitaptan umudu kesmiştim geri gelmez diye lakin geldi ve etrafımda okuyacak kitap kalmayınca hadi bakalım Steve amca okuyayım şu hayatını bakayım dedim. Şunu söylemeliyim ki biyografi tarzında bir kitabı ilk kez okuyacağım, henüz sadece 20-30 sayfa falan okumuş durumdayım. Yine de yazacak birkaç satırım var zira az sonra değineceğim bir duruma çok sinirlendim. 

Böğürtlen Kışı - Sarah Jio [Okuyucu Yorumu]

Böğürtlen Kışı - Sarah Jio

Sarah Jio adını ve Böğürtlen Kışı romanını ilk kez duyuyorum. Böyle kapağı fazlasıyla süslü, göz alıcı kitaplara karşı "hoş ama içi boş" tarzı bir düşüncem vardır. Pek tabii bu düşünceyle Sarah Jio ve bu tarz yazan kişileri kastetmiyordum. Elimde kitabı gören birkaç kişi "Aa sen bu tarz kitapları okumazdın, ne oldu?" diye soruyor :)) Denk gelirse okuyorum pek güzel. Böğürtlen Kışı, arka kapağını okumasaydım eğer dönüp bakacağım bir kitap olmazdı, ön yargıma kurban giderdi fakat arka kapak ilgimi çekti ve kendimi okurken buldum. 

PK - Peekay: Bir Aamir Khan Filmi

PK fanart :) Biliyorum çok karışık olmuş, sade yapamadım yine :)

PK ya da Peekay Aamir Khan'ın son zamanlardaki en dikkat çekici filmi oldu sanırım gerek film afişi gerekse konusu çokça konuşuldu. Aamir Khan fanlığımdan ötürü filmi her türlü izleyecektim, kaçarı yoktu. Bu yaz kuzen günleri yapıyoruz, her hafta ya da ilk müsait zamanda bir kuzenin evinde toplanıp sohbet-yemek-film eşliğinde vakit geçiriyoruz. Bu hafta bize geldi kuzen ahalisi ve hep birlikte Aamir Khan'ın, PK filmini izledik. Filme bayıldık! 

PK - Peekay, sarhoş, deli anlamına geliyormuş, filmde Aamir Khan'ın hayat verdiği karaktere böyle sesleniyorlardı. Çünkü PK, olmadık sorular sorup olmadık gözlemler yapıp olmadık çıkarımlar yaparak tuhaf cevaplar veriyor, insanları soluksuz bırakıyordu. Aniden dünyamıza düşen PK, evine geri dönmenin yollarını ararken içine düştüğü dünyayı anlamlandırmaya, uyum sağlamaya çalışırken diğer yandan Tanrı'ya ulaşmanın yolunu bulmaya çalışır. Dinle ilgili çok fazla düşüncenin, inancın olduğu bir ülke Hindistan malum... PK, din ve inançla ilgili akla gelmeyecek sorular sorup, ilginç yöntemlerle Tanrı'yı bulmaya çalışır. Evine dönmenin yolu Tanrı'dan geçiyordu ona göre. Tanrı'yı bulabilecek mi? Tanrı'nın emirlerini uygulamaya çalışan, inançlarıyla farklı Tanrılar yaratan halk ile mücadelesinden galip çıkabilecek mi? Hepsi filmin içinde anlatılıyor.

Yorgunluktan uyuyamamak? Kabul etmiyorum!

En son ne zaman deliksiz bir uyku uyuduğunuzu hatırlıyor musunuz? I remember!

Geçen yılın 17 Ağustos gecesi son zamanların en deliksiz, en şahane, en kısa zamanda daldığım uykulardan birini gerçekleştirmiştim. Sebep? Tüm gün boyunca yorgunluktan, koşuşturmadan ölmüştüm de o yüzden! İşte benim en şahane uykularım yorgunluktan ölmemle eşit orantılı gerçekleşiyor. 

Hakkını yemeyeyim geçen haftalarda bir gün de içtiğim bitki çayı sayesinde uykuya dalmam bir saat falan sürmüştü, güzelce uyumuş sabah erken kalkmıştım. Mis gibi bir uykuydu. Bitki çayı ertesi günler etkisini yitirdi tabii, sevincim kısa sürdü.

Bu fotoğrafı da ayrı seviyorum! 

Şimdi uyku düzeninin erken kalkmakla alakalı olduğunu söyleyenler olacaktır fakat erken kalktığım zamanları da bilirim ben yok, olmuyor. Yorgunsam uyku daha çabuk geliyor aksi halde 3-4 saatlik bir uykuya dalma mücadelesi veriyorum. Bazen insanların okula, işe gidişini görüyorum. 

Küçük Kara Balık [Alıntı]

Küçük kara balık - nihayet okudum seni!

"Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?"

"Her an ölümle yüz yüze kalabilirim ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği…"

Kitap amcayla dede arası mahalle sakini'nden geldi. Sahilde oturup bir çırpıda okumuş, çok beğenince bana getirmiş :) Sevildiği kadar varmış kitap. Alıntı yaptığım yerleri özellikle çok sevdim. 

Amcayla dede arası mahalle sakini

Hu hu!

Yine çok orijinal bir blog başlığı attım, di'mi? :) Bir gün inşallah mantıklı başlık atmayı öğreneceğim efenim. 

Şimdi bizim mahallede tıpkı başlıkta belirttiğim gibi amcayla dede arası yaşlarda bir mahalle sakini var. Mahalle sakini diyorum ama tüm yılını burada geçiren biri değil bu kişi, sadece yaz aylarında geliyor şehre. O geldi mi yaz geldi, gitti mi kış geldi demektir. Mevsimi müjdeleyen kişi adeta :) Sanki yazın ortasında pat diye memleketine dönse havalar serinleyecek yağmur yağacak son bahar kapıda belirecek gibi gibi :) 

Bahsettiğim mahalle sakini, edebiyata ve sinemaya karşı son derece ilgi duyan, araştıran inciğini cıncığını öğrenen ve çevresindekilere bu detayları aktaran bir kişiliğe sahip. Geçen yaz bana Orhan Veli'nin hayatını okutturmuştu zorla. Tamam, şikayet etmiyorum, kültürlendim sayesinde azucuk. Elime bir flash disk tutuşturdu içinde Orhan Veli'nin hayatı var, oku mutlaka dedi. Tamam dedim :) 

O ne biçim hanek?

Yıllarca görüşmezsin. Çünkü aranda zaten her gün birbirinizi gördüğünüz zamanda da dahi olmayan bir mesafe vardır. Yıllar sonra karşılaşırsın, ilk söylediği şey: Vefasız! Pardon? Selamlaşma ve hatır muhabbetinden öteye gitmeyen arkadaşlığımız neden birden bire vefasızlıkla suçlanıyor anlamıyorum, üstelik yapmadığımı söylediği şeyi kendisi de yapmamışken.. Eşşek kadar olduk hala böyle şeyler oluyor. Ben aramadım da sen her gün aradın mı sanki?! Yahu biz seninle yediği içtiği ayrı gitmeyen, her daim iletişim içinde olan etkinlikten etkinliğe koşan kişiler değiliz ki! 

Sil Baştan yaşasaydın eğer..

... Aynı hataları tekrar yapar mıydın?

Kitap biraz yıpranmış olduğundan, iç sayfadan foto ekledim =) İç sayfa da içler acısı gerçi..

Sil Baştan kitap yorumlarına bakmadım ama şu an feci merak ediyorum kitapla ilgili yapılan okuyucu yorumlarını zira benim için pek ilgi çekici bir kitap olmadı. Kitabın konusu, 43 yaşındaki Jeff Winston iş yerinde ani bir kriz geçirir ve hayatını kaybeder. Tekrar gözlerini açtığında kendini 18 yaşındaki haliyle bulur. Üstelik yaşadığı tüm 25 yılı, geleceği hafızasında kanlı canlı bir şekildeyken. 

Bir barajın bu kadar güzel olabileceğini bilmezdim!

Köprüde yürüyüş yaparken çektiğim bir kare

Cehennem sıcağını yaşadığımız bir Ağustos günü Ankara'dan gelen ailemizin diğer üyeleriyle birlikte haydin pikniğe gidiyoruz dedik ve yollara düştük. Tarsus şelalesi ve barajını daha önce hiç görmemiştim. Geçtiğimiz haftalarda abimler bir iş için Tarsus'a gittiğinde gezmişlerdi. Beni de çağırmalarına karşın bir baraj ne kadar güzel olabilir ki kafasında, üşengeçliğimin de etkisiyle gitmemiştim. Sonradan çektikleri fotoğrafları görünce oha ne güzel yermiş tepkisi verdiğimi kabul ediyorum! 

Sağ tarafta ucu görülen baraj köprüsünde yürüyüş yapmaya giderken.
 Mavili-kırmızılı kişi ben oluyorum! Selvi boyumdan tanımış olmalısınız ;)) 

May Queen Kore Dizisi ve Yerli Uyarlaması Mayıs Kraliçesi

Mayıs Kraliçesi başrol oyuncusu Yağmur Tanrısevsin

Hahaha evet yine bir Kore dizisi uyarlaması yerli yapım haberiyle karşınızdayım. Can sıkıntısı ve işsizlik bunlar hep :) May Queen, Kim Jae Won'dan ötürü hep izlemek istediğim fakat 38 bölüm oluşundan ötürü hep ertelediğim bir dizidir =) Türk senaristler (Birol Güven) + yapımcılar yüzlerini bir kez daha Kore'ye dönerek May Queen'i fark edip aynı isimle Mayıs Kraliçesi olarak uyarlamaya karar kıldılar. Şimdilik sadece kadın oyuncu belli; Yağmur Tanrısevsin. 

Mayıs Kraliçesi, 38 bölümden oluşuyor. Uyarlanacağını görür görmez tuttuğu taktirde kaç sezon süreceğini düşündüm, 16 bölümlük dizilerden sezonlarca dizi yapan senaristlerimiz 38 bölüm fırsatını kaçırmayacaktır muhakkak ^^'

Çen germé!

Ölezem!

Nem oranı düşük bugün, sadece %39 ama hala çok nemli çok sıcak. Yaz mevsiminin şu saçmalığını görüyor musunuz?! Klimalı ortam candır, pervane canandır ama ya otobüsler, sokaklar? Saat 6'da akşam serinliğinde dışarı çıkmam gerekiyor ama emin olun akşam serinliği diye bir şey olmuyor bu memlekette. Yayla lazım herkese, Haziran başı Eylül sonuna kadar yaylalara gideceksin, mis! 

Sonbahar, kış mevsimini iple çekiyorum. 

*Çen germé: Ne kadar sıcak demek :)

İzlemeyin #3 > The Time We Were Not In Love

Afişlerini ne çok sevmiştim oysa..

Geçtiğimiz günlerde ilk bölümü hakkında bilgi verdiğim The Time We Were Not In Love ilk 6 bölüm yayınlandı, yeppudaa'da paylaşıldı ben de ilk bölümden beri takip ediyorum lakin dizi bir türlü temposunu yükseltemedi.  Ve maalesef uzun zaman sonra bana #izlemeyin temalı bir yazı yazdırmak zorunda kaldı meşhur the time we were not in love... Sükut-u hayal. 

İlk bölümden bu yana inanmayacaksınız ama dizi hep ama hep aynı tempoda ilerledi. Öyle ki bundan sonraki bölümlerde de aynı şekilde devam edeceğini düşünüyorum. Esas adamımız Won ile esas kızımız Ha Na ezelden beri arkadaş hatta ezelden beri birbirlerine karşı duygusal bir şeyler hissediyorlar fakat bir türlü aradan geçen onca yıla onca tecrübeye onca kalp kırıklığına ve yaşanmışlıklara karşın birbirlerine karşı adım atmıyorlar. A-ta-mı-yor-lar! 

Tess Gerritsen - Bıçak Sırtı [Okuyucu Yorumu]

Bıçak Sırtı 

Tess Gerritsen takip ettiğim, okumayı sevdiğim bir yazar. Rizzoli&Isles serisini ve seriden bağımsız kitaplarını okumayı seviyorum. Tıbbi gerilim konusunda oldukça sevilen bir yazar. Bıçak Sırtı arka kapağını okuyunca merak edip aldığım ve iki gün içinde bitirdiğim bir kitap oldu. 

Bıçak Sırtı, Rizzoli&Isles serisinden bağımsız bir kitap. Bıçak Sırtı'nın kısa özeti; Kate genç bir anestezi uzmanıdır ve bir arkadaşını ameliyat ettiği sırada korkunç bir şey olur; hasta aniden ölür. Doktor hatası sebebiyle öldüğü rapor edilir ve Kate'e karşı dava açılır. Kate bir yandan böyle bir şeyin nasıl olabileceğini düşünüp masumiyetini ispatlamak için çabalarken diğer yandan soğuk bir avukat, hastane yönetimi ve peşindeki bir katille uğraşır! Hastanede tuhaf şeyler olur ve ekipteki hastane personeli sırasıyla cinayete kurban gitmeye başlar. Hastane personeli tek tek avlanırken Kate, bir cinayet mahallinde katil ile göz göze bulur kendini. Bir anda cinayeti aydınlatacak tek tanık haline gelir. Kate katilden gizlenirken diğer yandan cinayetlerin iç yüzünü öğrenip masumiyetini kanıtlamak için çabalar. Gerçekten doktor hatası mı yapmıştır yoksa ortada tuhaf giden şeyler mi var? 

Öneriyorum: My Love Eun Dong

Hyun Soo ve Eun Dong yıllar sonra aynı yerde..

My Love Eun Dong bu senenin merakla heyecanla ilgiyle izlediğim dizilerinden biri olur efenim. Az önce son bölümü izledim. Finali sevdim mi? Kötünün iyisi diyebilirim, daha geniş sahneler istiyordum, Koreli senaristler bana göre hala final yazma konusunda sıkıntılı. 

My Love Eun Dong dizi konusu daha önce bahsettiğim üzere bir adamın 20 yıllık aşkını anlatıyor. İlk kez çocukken karşılaşan ikili, bu karşılaşmadan sonra her on yılda bir karşılaşıp ayrılmak zorunda kalmıştır. Diziyi adamın gözünden izlediğimizden bir noktaya kadar ayrılıkların sebebini, kadının hayatının ne durumda olduğunu bilmiyoruz.

Hayalet yazar Seo Jung Eun 

Ji Eun Ho, çocukken aşık olup izini kaybettiği ve yıllar sonra gençlik döneminde yeniden karşılaşıp harika bir aşk yaşadığı Eun Dong'u ani bir şekilde yeniden kaybedince Eun Dong'un söylediklerinden yola çıkarak oyuncu olur ve çok ünlü olup Eun Dong'u bulmaya adar kendini. 36 yaşında genç ünlü bir aktör olduğunda Eun Dong ile yaşadığı aşkı anlatan bir kitap çıkarmaya karar verir. Kendi ağzından yazılacak olan bu kitabı hayalet yazar Jung Eun yazacaktır.

Genç oyuncuları çok sevdim özellikle Eun Dong'un gençliğini oynayan kızı.. Başka dizilerde de görmeliyiz bence :)

Jung Eun, kimi zaman mesajla kimi zaman ise sesli mesajla Ji Eun Ho'dan gelen bilgileri yazarken dinlediği aşk hikayesinden etkilenir, kendini kimi zaman esas karakter Eun Dong gibi hisseder. Geçirdiği bir trafik kazasından ötürü yaşadığı hafıza kaybı yüzünden geçmişini hatırlamayan sadece eşinin ve ailesinin anlattığı kadarıyla hayatını bilen Jung Eun, kitabı yazarken, Ji Eun Ho ile hikaye paylaşımı yaparken kendini tuhaf şeyler hatırlarken ya da hissederken bulur. Eun Dong gibi hissetmesinin sebebini sorgular.

Genç Eun Dong ve Hyun Soo.... Bu ikiliyi yeniden izlemeliyiz! 

Ji Eun Ho, hikayesini anlatırken arada sırada hayalet yazardan gelen taslakları okur. Telefonda ilk kez hayalet yazar ile iletişime geçtiğinde yazarın sesini Eun Dong'a benzetir. Hemen yazarın hayatını sorgular fakat evli ve çocuklu olduğunu öğrenince Eun Dong olma ihtimalini atar kafasından. İkilinin karşılaşması merakla heyecanla beklenir bu arada ekran başında :)

Dizinin kötü adamı diyebiliriz.. Jae Hoo, hayalet yazarın kocası.

Jung Eun bir yandan kitabı yazarken diğer yandan hayatın zorluklarıyla baş etmeye çalışır. Kaza geçirdiği esnasında kendisiyle birlikte arabada olan Jae Hoo, kendini hiçe sayarak karısını kurtarmış bunun karşılığında sporculuk kariyerinin zirvesindeyken tekerlekli sandalyeye ve karısının bakımına muhtaç kalmıştır. Adam kötü, acımak yok :) Oğlu Ra Il ve karısı Jung Eun ile mutlu bir hayat yaşayan Jae Hoo için ünlü aktör Ji Eun Ho'nun, Eun Dong'u bulmak istemesi, kitap yazdırması ve yazar olarak karısını seçmesi kötü günlerin başlangıcı olur. Karısını her an kaybetme duygusuyla yaşamaya başlar. Yoksa geçmişte kötü şeyler mi yaptın Jae Hoo? Nappun namca! 

*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER

Zavallı Jung Eun hafızasını kaybettikten sonra ailesi dahil herkes hayatını bir ucundan tutup şekillendirmiş. Birisi ben senin kocanım çok büyük bir aşkla bir araya geldik demiş, diğeri kocan senin için sakat kaldı demiş, diğeri kocana karşı büyük bir günah işledin daima minnettar ve itaatkar olmalısın demiş diğeri sen şöyle aşıktın kocana böyle seviyordun onu demiş... Nasıl olsa hatırlamıyor at atabildiğin kadar. 

*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER*SPOILER

Kötü kadın. 

Dizinin kötü kadınına merhaba deyin. Şu saç stilini görüyorsunuz di'mi? Öyle çok sahnesi yoktu ama çok kötüydü yahu görsel olarak. Hele son karedeki kafasındaki golf şapkasına ve kulaklarına bakın? :D Sımsıkı topladığı saçları, yanlara bıraktığı zulüfleri ile tam bir görsel facia idi benim için. Üstelik bu kadın oynadığı diğer dizilerde de bu saç modelini benimsemişti. Özel olarak kendisi mi istiyordu bilmem ki =) 

Çen şirine!

Ji Eun Ho'nun doktor kardeşi. Onun da dizide küçük ama hüzünlü bir hikayesi var. Jae Hoo'nun doktoru olarak Eun Dong ve Hyun Soo'nun hikayesine dahil olur. 

Söz mü? Söz! 

Biri ilk bölümden diğeri son bölümden. Yine yeniden sözleştiler. Geçmişte yaptıkları bazı şeyleri günümüzde yinelemeleri hoştu bence :) 

Yirmi yıl aradan sonra yeniden buluşmak...

Yazar ji Eun Dong'un hafızasını hatırlaması, Eun Dong olduğunu keşfetmesi, kocası ve Hyun Soo arasında kalması, ayrılık acısını dindirip kavuşma çabası... Hepsi dizide :) 

Bir dizi daha final yaptı. İzlediğim bir tane Kdrama kaldı: Hello Monter, I Remember You. Dizi tavsiyesi arayana My love Eun Dong izle derim, diyorum :) 

Çeviri ve paylaşım için yeppudaa'ya teşekkürler. 

İş Görüşmesine gideceğim ben!

Hanımlar! Beyler! Romalılar! 

Sizin haberiniz yok ama ben Kpss'ye hazırlanmaya karar kıldım. Eylül sonu başlıyorum çalışmaya aksilik olmazsa fakat bunun öncesinde yaz aylarını değerlendirmek, birikim yapmak, boş oturmaktan kurtulmak için iş başvurusu yapıyordum. 

Kendi mezun olduğum alanla ilgili yerlere başvuru yapmayı bıraktım zira tecrübe istiyorlar hep bu yüzden bir ay iki ay çalışabileceğim alan dışı yerlere başvuru yapmaya karar kıldım ve bugün kuzenle birlikte bize en yakın mağazaya gidip iş başvurusunda bulunduk iki saat sonra arayıp görüşmeye çağırdılar. Yarın görüşmeye gideceğim, biraz heyecanlıyım çünkü ilk kez bir iş görüşmesine gideceğim. 

Yaz boyu evde sıcaktan bunalmış bir şekilde oturacağıma bir yerlerde çalışıp, vakit geçirmek daha mantıklı:) Umarım yarın ki görüşme olumlu geçer. 

Demem o ki bana şans dileyin! :) Kpss öncesi çalışma tecrübesi edineyim, özel sektörde sürüneyim ki ders çalışmaya daha sıkı sarılayım =D Burnum sürtülmeden kpss'ye odaklanacağım yok :) 

Bıçak Sırtı'nın arka kapağı gel beni oku dedi resmen. Merak ettim.
Uzun zamandır polisiye-gerilim okumuyordum.

Migrosta cep boy kitaplarda indirim vardı, Tess Gerritsen'i görünce hemen okumadığım bir kitabını seçip aldım. Tess Gerritsen (Rizzoli&Isles) serilerim hep cep boy ve beyaz kapak temalı olduğu için cep boy alıyorum özellikle :) Martı Yayınlarına buradan sesleniyorum, lütfen Rizzoli&Isles serisinin devamını basın, o yayın haklarını çok rica ediyorum alın. Cep boy, beyaz tema kitap düzenim bozulsun istemiyorum! =D Bıçak Sırtı Rizzoli&Isles serisine ait değil bu arada..

Resurrection Kore Dizisi Zemheri Adıyla TV8'de

Resurrection, "Zemheri" adıyla yerli ekranda..

Evet Türk televizyonlarında Kore uyarlaması dizi görmeye alıştık di'mi? Geçtiğimiz günlerde Full House, İlişki Durumu Karışık olarak ekranlara geldi. Bugün de bir başka Kore yapımının uyarlaması haberi geldi: Resurrection > Zemheri 

Dizinin diğer adları: Rebirth, Life Again, Revenge, 

Yeni dizi uyarlaması Tv8 ekranı için geliyor. Resurrection adındaki intikam/dram temalı dizi Zemheri (Yeni adıyla: "Kara Kış") olarak yayınlanacak. Dizi intikam için ikizinin yerine geçen gencin hikayesini anlatıyor. Tabii bu kadar basit bir konusu yok, ikizinden ayrılmak zorunda kalan üvey ailede büyüyen üvey kardeşine aşık olup yıllar sonra ikizi olduğunu öğrenip ikizini bulan bulduğu gibi bir cinayete kurban eden ve kardeşinin intikamını almak için gizli kimlikle polis olan bir genç... Ne kadar entrikalı, bol olaylı dizi değil mi? Türk ekranı için ideal :D dizi tutarsa eğer en az 3 konu devam eder bu hikaye.

Zemheri'nin oyuncu kadrosu henüz açıklanmamış, bakalım kim olacak. Resurrection bol ödüllü bir Kore dizisi bu arada :)

Kara Kış Oyuncuları Hande Doğandemir ve Şükrü Özyıldız

Sonradan gelen edit: Resurrection, "Kara Kış" adıyla ekrana gelecekmiş, Zemheri diye duyurulan isim değişmiş. Başrollerinde ise Hande Doğandemir ve Şükrü Özyıldız oynayacakmış. Son birkaç yıldır içinde "Kara" olan her dizi tutuyor neredeyse, Kara Kış da durum ne olacak bakalım =) 

Büyük Edit!!!! =D

Dizi Tv8 değil Show TV'de yayınlanacak. Adı ise Kış Güneşi olarak netleştirildi. Ve son edit; Hande Doğandemir yerine Aslı Enver eşlik edecek Şükrü Özyıldız'a :) Ressurrection Kış Güneşi olarak uyarlanacak yani ^^  

Jun Ji Hyun anne oluyor :)

8-9 aylık halini şimdiden merak ettim =)

Sabah aradı söyledi, 10 haftalık hamileyim, çeyreğini hazırla diye =D Az önce okuduğum bir habere göre Jun Ji Hyun 10 haftalık hamileymiş. Bana ne oluyorsa artık pek sevindim :) Sanki gidip çocuğa guduu yapıp sevebileceğim? Hiç işte. 

Twitter'ın kapatıldığını twittera giremeyince bari gazeteleri okuyayım önce diyerek gazetelerden öğrendim. Ülkedeki rahatlığa bak şartel indirir gibi kapatabiliyorlar her yeri. Oh ne ala. Tüm haber akışını oradan alıyor, birebir ilk ağızdan gerçekleri öğreniyorduk, oldu mu şimdi bu yasak? Twittera girmek için alternatif yollar temalı makaleler gazetelerin internet sitesine düşmüş bile. Bu defa hiç uğraşmayacağım başka yollarla, açılırsa tamam açılmazsa güle güle. 

Hu huu!

Bayram nasıl geçti? Benimki sakin ama güzel geçti. Genelde amcalar, halalar, kuzenler vs ev gezmeleri yapar, sütlaçlarımızı yer sonra mezar ziyareti ve piknik yapardık ama bu yıl piknik olmadı. Kurban bayramına erteledik. 

İlk gün kahvaltı, bayramlaşma harçlık alma ile başladı kuzenlerde devam etti. Kalabalık aile olmanın güzelliği özel günlerde daha bir belli oluyor. El öpmenin, bayramlaşmanın sonu gelmeyebiliyor bazen :) Eskiden anneler, halalar, yengeler bir araya gelip sohbet ettiğinde eş zamanlı olarak amcalar, babalar da kendi aralarında muhabbeti kurduklarında çocuklar olarak biz kuzenler hep evin boş bir odasına yollanırdık gürültü oluyor diye. Şimdi hepimiz eşşek kadar olduk yine üç farklı grup oluyor herkes aynı mekana sığmıyor haliyle ama yine de hep beraber bir araya gelmek şükela. 

Kalabalık olmanın tek kötü yanı organize olamamak. Günlerdir toplanıp çarşı yapalım, bir yerlerde oturalım şuraya gidelim buraya gidelim planı yapıyoruz ama ne mümkün? Biri tamam dese diğeri olmaz stajım var diyebiliyor. Mütemadiyen top-la-na-mı-yo-ruz bu aralar. Haftaya kuzen günü yapmaya karar kıldık, çok merak ediyorum yapabilecek miyiz :D Lunapark, gokart, bowling, sinema, ev gezmesi planlarımız dahilinde ama iki aylık okul tatiline denk getirebilecek miyiz merak edilesi bir durum... 

Zülfü Livaneli'den Kardeşimin hikayesini dinlemek..

Kitap kapağını sevemesem de..

Şu sıralar Zülfü Livaneli'nin Konstantiniyye Oteli kitabı popüler olsa da ben biraz geriden gelerek Kardeşimin Hikayesi yorumumu paylaşacağım. Kardeşimin Hikayesi kuzenlerde arkadaşlarda her gittiğim mekanda gördüğüm bir kitaptı. Elimdekiler bitince bir de ben okuyayım dedim ve iki sahurda bitti. Oldukça sürükleyici akıcı bir hikayesi var. Spoiler vermeyeceğim no panik!

İzlediğim Yerli Diziler #2 [Yaz Ekranı]

Hu hu!

Geçtiğimiz aylarda izlediğim yerli diziler yazısı yazmıştım, seriye devam ediyor ve yaz sezonu dizi izleme listemi açıklıyorum! =) Yaz geldi mi televizyonlarda çılgınlarcasına yeni diziler başladığını biliyorsunuz, birkaç tanesini gözüme kestirdim izliyorum. İşte izlediği yaz dizileri listesi, hem de gün gün! =D

Pazartesi - Kırgın Çiçekler

Yetimhanede yaşayan kızlar

Kırgın Çiçekler ilk bölümüne tesadüfen denk geldiğim biraz izleyince ilgimi çeken bir dizi oldu. Yetimhanede büyüyen kızların hikayesini anlatıyor dizi. Fotoğrafta pembe hırkalı olan Eylül, annesi tarafından kendi elleriyle yetimhaneye bırakılır. 17 yaşında bir genç kızın yetimhaneye bırakılış sebebi ise oldukça sinir bozucu, izlerken uyuz olmamak namümkün. Kısa sürede yetimhaneye uyum sağlayan Eylül, aynı hızda diğer kızlarla birlikte başını belaya sokar ve çeşitli sebeplerden ötürü zenginlerin gittiği bir koleje gitmeye başlarlar. Buradaki sahneleri tahmin etmek mümkün: Yetimhane kızları dışlanır. Hepsinin ayrı ayrı hikayesi olan kızların yaşam mücadelesi anlatılıyor. Sanırım bugüne kadar hiç yetimhane dizisi yapılmamıştı. 

Salı - İnanır mısınız bugünüm boş geçiyor =D Adı Mutluluk var o gün ama çok sevmedim o diziyi.

William Golding'den Alegorik Roman: Sineklerin Tanrısı

Sineklerin Tanrısı çok uzun zamandır okumak istediğim bir türlü denk gelemediğim bir romandı. Size de öyle oluyor mu bilmiyorum ama ben ne zaman Kitapsan veya D&R'a gitsem aklımdaki-listemdeki kitaplar dışına çıkıp yeni kitaplar alıp çıkıyorum. Aklım çeliniyor hep. Ama internet üzerinden aldığımda direkt listeden gidiyorum sayfa sayfa kitap kategorilerini incelemediğimden listemi sepete atıp tamamlıyorum alışverişimi :) 

Okuyun :)

Sineklerin Tanrısı da bir internet alışverişi sonucu elime geçti. Kitap ıssız bir adaya düşmüş yaşları 6 ila 12 arasındaki bir grup çocuğun yaşama mücadelesini anlatıyor. Kitabın başlangıcında Ralph ve adını asla öğrenemeyeceğimiz fakat lakabı Domuzcuk olarak kalan iki çocukla tanışırız. Ralph ve Domuzcuk denizden buldukları ve adına şeytanminaresi denen deniz kabuğunu öttürdüklerinde adanın çeşitli yerlerinden başka çocukla sese doğru yönelir ve tüm çocuklar bir araya gelmiş olur. Şeytanminaresini öttüren kişi Ralph olduğu için lider seçilir. Ralph 12 yaşında bir çocuk. Babasının binbaşı olduğunu ve kendilerini kurtarmaya gelene kadar bu adada yetişkinlerin olmadığı bir alanda özgür ve mutlu bir şekilde yaşayabileceklerini söyler. Ralph başlangıçta aile baskısı çevre faktörü olmadan kurtarılana kadar tatil modunda güzel bir ada hayatı yaşayacağını düşünür fakat kazın ayağı hiç öyle çıkmaz.

My Love Eun Dong... Beni bekledinse..

Posteri şahane değil mi sizce de? Bayıldım!

My Love Eun Dong konusu ve posteriyle 2015 Kore dizileri arasında en merak ettiğim en beklediğim dizi oldu. Tanıtımlar ve konu detayları düştükçe soluğu My Love Eun Dong yeppudaa sayfasına alıyordum çıktı mı diye :) Ve dizi yeppudaa çevirisiyle görücüye çıkınca şakkadanak izledim. Daha ilk bölümden beklediğime değdiğini gördüm. 

My Love Eun Dong Konusu: Bir adamın daha çocukken görüp sevdiği ve çeşitli nedenlerle ayrılmak zorunda kaldığı kadını tam 20 yıl boyunca sevmeye devam etmesini anlatıyor dizi. Yirmi yıllık aşk dizinin en dikkat çekici detayı şüphesiz :) 

Ne bekledim seni :) 

Hello Monster, I Remember You!

İlk bölüm itibariyle poster uyumlu,
zira esas kız çocuğu yıllarca takiplemiş!

I Remember You ya da diğer adıyla Hello Monster ilk bölüm yorumuma hazır mısınız? :) Jang Na-Ra'yı seviyorum, tatlı bir kadın. Daha önce ilk kez Bebek Yüzlü Güzellik dizisinde izlemiş sonrasında Fated to Love You adlı şahane diziyle takiplemiş ve son olarak Mr. Back'te izlemiştim. Kadını daha izlediğim ilk dizisinde sevmiştim zaten bu yüzden projelerini takip ediyorum. Seo In-Guk Reply 1997 ve The Master's Sun dışında izlemedim.

Diziyi daha ilk bölümden sevdim ve hali hazırdaki diğer iki bölümü bir çırpıda seyrettim. İzlemek için dizi arayanlara I Remember You yeppudaa sayfasına geçmesini öneririm :) İlk dört bölüm yeppudaa'da paylaşılmış bile. Hemen dördüncü bölümü izlemeye koşacağım!

Full House Show TV'de: İlişki durumu Karışık

İlişki Durumu Karışık ile ilgili dikkatimi çeken tek şey posteri olmuştu,
o da photoshop ilgimden ötürü :)

Full House dizisinin yerli yapıma uyarlanacağını çok uzun zamandır biliyordum haberini okumuş, twitter'dan duyurmuştum fakat dizinin adını 3 Oda 1 Aşk şeklinde olacağını duymuştum. Hatta esas adam rolünde Seçkin Özdemir rol alacak deniyordu. Kore dizilerinin uyarlama oyuncusu olma yolunda ilerliyor diye düşünmüştüm :) 

Bu akşam ilk bölümü yayınlanacak İlişki Durumu Karışık dizisini görünce şak şak şak olmasam da şaşırdım. Zira İlişki Durumu Karışık, Full House uyarlamasıydı. 

İlişki Durumu Karışık her gün ziyaret ettiğim bir web sitesinde günlerdir ana ekranda afişleriyle tanıtılıyordu, ekranda da görüyordum lakin hiç dönüp bakma gereği duymadım çünkü ne oyuncular ne dizinin adı gel beni izle demedi. Hal böyle olunca tanıtımını izlememiş durumu çakmamıştım.

The Time We Were Not In Love 2015 [İlk Bölüm]

The Time We Were Not In Love Posterleri - Çok hoş olmuş, özellikle ilki.

Başladı! Bir iki haftadır bu diziyi bekliyordum çünkü Han Ji Won'u uzun zamandır bir yerlerde seyretmediğimden izlemek istiyordum, özlemişim. The Time We Were Not In Love ya da The Time That I Loved You yeppudaa Türkçe çevirisiyle düştü. Anında izledim tebikisi, kaçmaz!

Dizi romantik-komedi. Konusu, Oh Ha Ni [Bu isim bana Playfull Kiss'i hatırlattığından nedense Han Ji Won'a bu ismi hiç yakıştıramadım, küçük bir kız geliyor aklıma Oh Ha Ni deyince:)] 34 yaşında kariyer sahibi güçlü bir iş kadını, Choi Won ise kabin amir yardımcısıdır. Ha Ni ve Choi Won lise yıllarından beri tam 17 yıllık dostlar ve yan yana evlerde yaşıyorlar. İkili arasında aşk nasıl cereyan edecek onu izleyeceğiz dizi boyunca. 

İlk bölüm Ha Ni'nin yaşlarla ilgili düşüncelere kapılmış bir şekilde eve dönüşüyle başlar. Öyle ki izlediği filmde bile yaşla ilgili bir replik geçer. Şöyle ki:

[Mim]: Bir kitap olsaydım..

Çen şirine!!

Kitap okumaya yoğunlaştığım şu günlerde Nana'dan kitaplarla ilgili mim gelince pek sevindim. Bir kitap olsaydım eğer nasıl bir şey olurdu onu cevaplayacağım şimdi sizlere. Hadi bakalım! 

Öneriyorum: Falling For Innocence 2015

Geçtiğimiz günlerde size Falling For Innocence dizisinin konusunu ve ilk bölümünü yazmıştım. O günden beri her gün bir iki bölüm seyrediyorum. Az önce dizi bitti. Yüzümde tebessümle izledim finali, çünkü senaristler finali baltalamadan yapabilmişlerdi. Diziyi gönül rahatlığıyla öneriyorum, oyuncuları ve konusu gayet iyiydi. Diziye biraz daha detaylı bakacak olursak..

Bigbang - We Like 2 Party M/V

Hey! Yeni şarkı çıktı: We like 2 party! ♪♫ Geçtiğimiz ay Loser ve Bae Bae MV'si çıkmış heyecanla yeni şarkıyı bekliyorduk ve nihayet gün geldi: We like 2 party gün yüzüne çıktı. Şarkı ve MV muhteşem! Şimdiden nakarat dilime dolandı diyebilirim. Hemen telefonuma indirip sabah akşam dinlemeliyim! Haha çok sevdim şarkıyı :D 

We like 2 party Türkçe alt yazı yine yeniden Yuki'den geliyor tebikisi. Hızına hayranım Yuki'nin. Tenk yuu Yuki, çok yaşa Yuki! :)) 

Ve işte Türkçe alt yazılı we like 2 party. Sesi yükseltelim lütfen :)

Falling For Innocence 2015 (İlk Bölüm~)

Hu hu! Yeni diziye başladım! Dizinin adı Falling for innocence ya da diğer adıyla In love with Song Jung. Az önce ilk iki bölümü izledim ve blogumda yer verebileceğimi düşündüm çünkü diziyi sevdim. Konuyu ve ilk bölümü anlatacağım size kısa kısa. Spoiler yok merak etmeyin, ilk bölüm zaten ne spoileri yani :O

Masked Prosecutor 2015 (İlk Bölüm~)

Masked Prosecutor Kim Sun Ah dolayısıyla biraz merak ettiğim bir projeydi. Erkek başrol oyuncusu Sang Wook Joo şaşırtıcı ama daha önce hiç adam akıllı izlemediğim bir oyuncu. Single Lady ve Birth of a Beauty dizileri dikkatimi çekti ama sanırım izleyeceğim :) 

Dizinin konusuna gelirsek... Geceleri kendi adaletini sağlayan gündüzleri kurallara uyan bir Savcının hikayesi bu dizi. Babasının isteğiyle savcı olmuş olan Dae Cheol, her şeyin parayla hallolup adaleti satın alan insanların arasında kurallara uygun bir savcı gibi sistemle uyumlu hareket ederken geceleri yüzüne maskesini takıp torpille davalardan kurtulan kişilere kendi adaletini uygular. Lise yıllarından beri Min Hui'ye platonik olarak aşık olan Dae Cheol, yıllar sonra Min Hui ile kendisi ofisinde karşılaşır. Min Hui'nin yıllar önce verdiği sözün akıbeti bakalım ne olacak? 

İlk bölüm yorumu yazmaya niyetleniyorum, okumaya hazır olun! :)

Beni Unutma

Mert Fırat ve Açelya Devrim Yılhan'ın yer aldığı filmi geçenlerde izledim. Mert Fırat'ı daha önce Başka Dilde aşk filminde izlemiş, çok sevmiştim. Mert Fırat'ın Başka Dilde Aşk senaryosunda İlksen Başarır'a eşlik ettiğinden bu filmin senaryosuna da dokunmuştur sanıyordum lakin az önce öğrendim ki senaryo bir başkasına (Burak Göral) aitmiş. Filmin Hollywood yapımı Remember me ile karşılaştırıldığı esinlenildiği söyleniyor, bilemiyorum. Diğer filmi izlemedim lakin filmde işlenen konunun klişe olması ve defalarca filmlere konu olması normal. 

Filme gelirsek...

A Capella Türk Pop Tarihi Vol.2 (90lar) - A Capella Boğaziçi

Uzun Bacaklı Baba - Jean Webster

Merhaba! Kitap yazısı yazmaya geldim :) Uzun Bacaklı Baba ya da Daddy Long Legs kitabını bir süredir merak ediyordum lakin denk gelip okuyamıyordum. Geçtiğimiz Mart ayında kendime doğum günü hediyesi olarak D&R'dan kitap sipariş ederken bu kitaba denk geldim ve hemen siparişime dahil ettim. Genelde planladığım kitapları hiç alamam hep yeni bir kitap görür gider onu alırım, yine öyle oldu. 

Neyse gelelim kitaba...

Kore camiasına yakın olanlar kitabı ve içeriğini az çok biliyordur zira Daddy Long Legs filmini izlemeyen Kore sevdalısı çok azdır diye düşünüyorum :)

In Time: Zamana Karşı Bir Mücadele!

Çok uzun zaman sonra ilk kez Amerikan filmi izledim desem yalan olmaz. Amerikan filmlerine karşı antipatim yok fakat nedense izlemek konusunda çok istekli değilim, denk gelirsem ya da çok cezbederse izliyorum. Geçtiğimiz ay bilgisayara virüs bulaşınca geriye üç beş film kalmıştı. Uzak doğu stoklarımın hepsi uçtu ama ne hikmetse birkaç amerikan filmi kalmış pc'de. Yeni filmlere geçemeden önce bilgisayardaki filmleri izle-sil şeklinde bitirmeye karar verdim. In Time ya da Zamana Karşı izle-sil filmlerinin başlangıcı oldu. 

Filmi sevdim. Esas adamın Justin Timberlake olmasını daha bir sevdim :) 2011 yapımı olan film, paranın hüküm sürmediği ama zamanın para yerine kullanıldığı 25 yaşından sonra kişinin görüntü olarak sabit kalıp hiç yaşlanmadan kollarındaki zamana bağlı olarak yaşadığı bir dünyayı anlatıyor. Kolunda bol zamanın olduğu sürece hayat sana güzel anlayacağınız.

Son zamanlarda ben..

Bu yazının şarkısı Bigbang Loser olsun son zamanlarda sürekli dinliyorum. 

Son zamanlarda hiç kitap okumuyorum, film izlemiyorum hatta uzun zamandır müzik dahi dinlemiyordum ta ki Bigbang'in yeni şarkısı Loser çıkana kadar. Loser ile birlikte müzikli günlere dönüş yaptım :)