25 Haziran 2011 Cumartesi
Şair ceketli çocuk, unutmadık...
"Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ah kanser.. Karadenizin başındaki kara bulut. Olan hep mi iyilere olur yoksa kaybedince mi severiz yanımızda olmasına rağmen bilmediklerimizi. Çoğu insanın aksine ben Kazım'ı hep bildim. Ama keşke bilmeseydim de Hopa'da o cenazeye de gitmeseydim. Keşke kimse Kazım'ı kanserle bilmeseydi.
YanıtlaSilGerçekten kara bulut gibi çernobille birlikte karadenizin başına ekşidi kanser. Ne yazık ki çoğu kişi Kazım'ı kanserle tanıdı, ne acı.. Müziği, ruhu, sesi güzel insan çok erken ayrıldı. Cenazesine asla katılamazdım sanırım, çok acı bir ortam.. Dayanabilmek güç...
YanıtlaSil