Çok uzun zaman sonra ilk kez Amerikan filmi izledim desem yalan olmaz. Amerikan filmlerine karşı antipatim yok fakat nedense izlemek konusunda çok istekli değilim, denk gelirsem ya da çok cezbederse izliyorum. Geçtiğimiz ay bilgisayara virüs bulaşınca geriye üç beş film kalmıştı. Uzak doğu stoklarımın hepsi uçtu ama ne hikmetse birkaç amerikan filmi kalmış pc'de. Yeni filmlere geçemeden önce bilgisayardaki filmleri izle-sil şeklinde bitirmeye karar verdim. In Time ya da Zamana Karşı izle-sil filmlerinin başlangıcı oldu.
Filmi sevdim. Esas adamın Justin Timberlake olmasını daha bir sevdim :) 2011 yapımı olan film, paranın hüküm sürmediği ama zamanın para yerine kullanıldığı 25 yaşından sonra kişinin görüntü olarak sabit kalıp hiç yaşlanmadan kollarındaki zamana bağlı olarak yaşadığı bir dünyayı anlatıyor. Kolunda bol zamanın olduğu sürece hayat sana güzel anlayacağınız.
Para yok güya ama zamanın para yerine kullanılması, maaş olarak kollarına zaman yüklemesi yapılıp ödemelerini kollarını uzatarak yapmaları ilginçti. Her şey zaman: Alışveriş yapmak, kumar oynamak, yemek yemek, otobüse binmek... Tek yapman gereken ödeme yapmak veya almak için kolunu uzatıp cihaza okutmak! Zengin - fakir ayrımının yine fazlasıyla olduğu zamana bağlı dünyada tabii ki her zaman olduğu gibi çıkar çatışmaları vardı.
Justin Timberlake'in canlandırdığı Will Salas, fakir bir fabrika işçisidir. Bir gün barda kolunda yüz yıl zaman bulunan bir adamı kolundaki zamanı çalmak isteyen kişilerden kurtarır. Yüz yıl zamanı olan adam çok uzun zamandır yaşadığından ve artık yaşamına son vermek istediğinden Will uyurken bütün zamanını onun koluna aktarır ve zamanı tükendiği için ölür. Zaman tükenince olduğun yerde tık ölüyorsun!
Uyandığında yüz yıldan fazla zamanı olan sonsuz yaşama ve zenginliğe sahip olan Will ilk önce en yakın arkadaşına gider ve fakirlik içinde yaşayan adama on yıl zaman aktarır. Daha sonra ise annesiyle buluşmak için harekete geçer fakat annesi kolunda yeterince zamanı olmadığından otobüse binemez ve koşarak gitmeyi tercih ederken bu sırada Will annesinin durumunu fark eder ve o da bulunduğu noktadan annesine doğru koşup annesinin yaşaması için zaman aktarımı yapmak ister fakat birbirlerine doğru koşarlarken annenin zamanı tükenir ve Will'in kollarında can verir. Will'in tam o sahnede "Hayır" şeklinde canhıraş bağırması fazlasıyla klişe bir sahne olduğu için komik geldi bana =)
Will aynı zamanda kolunda 100 yıl olduğu için ölen adamdan zaman çalıp adamı öldürdüğü için hırsızlık ve cinayetten "zaman tutucular" tarafından aranmaya başlar. Will hem bu suçtan kurtulmak hem de annesinin intikamını almak için zenginlerin hüküm sürdüğü bölgeye geçiş yaparak tüm sistemi çökertip herkesin bol zaman (ya da paraya) kavuşmasını sağlamaya çalışır.
Will, zenginlerin dünyasına hızlı bir adım atar ve kumar masasında yaptığı riskli hamle ile hemen dikkat çeker ve aynı akşam Sylvia Weis tarafından evlerinde yapılacak olan büyük partiye davet edilir. Amanda Seyfried'in canlandırdığı Sylvia karakteri, el bebek gül bebek büyütülen fakirliğin nasıl bir şey olduğunu asla bilmeyen ve tamamen cam bir fanusta etrafında üç dört korumayla gezen zengin bir kız.
Parti esnasında zaman tutucular Will'in izini bulur ve partiyi basar. Will'in kolundaki yüzyıldan fazla (kumarda kazandıkları dahil) olan zamanı alırlar. Will çıkış yolu bulmak için Sylvia'yı rehin alır ve bölgeden kaçar! Bundan sonra ikili yeni bir maceraya başlar. Will zaten ömrü boyunca fakir olduğu için kolunda yeterince zaman olmaması onu etkilemez fakat Sylvia için yeni bir deneyim olur zira kaçarlarken yaşadıkları talihsizlik sonucu Sylvia'nın çok az bir zamanı kalır, ölmemek için çok acil zamana ihtiyaç duyar!
İkili zaman bulmak ve sistemi çökertmek için birlik olup bir yandan zaman tutuculardan kaçmaya çalışırlarken bir yandan sistemin çökmesini sağlayacak hamleler yaparlar ve en önemlisi tüm bunları yaparlarken kollarındaki zamana bağlı olarak yaşamaya çalışırlar. İkilinin mücadelesini başarıp başarmadığını filmi izleyerek öğrenebilirsin pekala! :)
Tempolu güzel bir filmdi. İzlerken sıkılmadım, severek izledim. Amerika filmlerini Türkçe dublaj izlemek fena bir şeymiş, uzun zaman sonra ilk kez Türkçe dublaj yabancı bir yapım izlediğimden çok garipsedim hep alt yazı arayıp durdu gözlerim :) İzlememiş olanlara tavsiye ederim ;))
İzlenesi güzel bir bilim kurgudur. Özellikle annesinin ölüm anı ve bütün ömrünü yani 100 yılını verip ardından intihar eden adam hayli iz bırakıyor insanda. Şimdi yazdıklarını okuyunca hatırladım ben de biraz biraz. İyisi mi bir ara tekrar yapayım ben bu filmi.
YanıtlaSilAslında konu muhteşem fakat filmin romantik yanını biraz ön plana çıkmış yani daha vurucu etkileyici bir film olabilirdi. Pek tabii böyle düşünmüş olmam filmi beğenmediğim anlamına gelmiyor, çok güzeldi. Ölüm anına üzülmüştüm ve hatta aynı şey tekerrür edecek diye korkmuştum.
SilTekrar izlenebilir, evet :)