Size arkadaşımı anlatacağım az biraz. Adı Ebru, onunla ortaokuldayken tanıştık. Babaannesi ve dedesiyle yaşıyordu ve hep ailesini özlüyordu. Şimdi başka bir şehirde okuyor, tekrar aynı şehirde buluşabilme ihtimalimize dua ediyoruz, kpss teyze bizi buluşturur belki. Yani yine ailesini özlüyor. Hüzünlü bir yaşamı varmış gibi görünüyor -ki biraz öyle- ama tanıdığım en neşeli en komik en şahane insandır kendisi. Liseye başlayacağımız yıl tam anlamıyla dost olduk. İnsanın hayatında Ebru gibi bir tane dost olsun yeter. Bu aslında bir açıdan da kötü çünkü başka arkadaş edinemiyor insan, o var nasıl olsa bana yeter diyor. Tecrübeyle sabit. Şimdilerde en yakın arkadaşsız bir şekilde geçiriyorum günlerimi.
Biz hep çok iyi arkadaşlardık. Yanlışı doğruyu ayırt edip yeri geldiğinde tartışmayı bilip yeri geldiğinde hemfikir olabildik. Çok iyi anlaşmamıza karşın sık sık küserdik :) Öğretmenler gelir barıştırırdı bizi. Okulun çıkış saatine yakın küsmüşsek eğer çaktırmadan birbirimize göre hareket ederdik. Okul hem otobüs hem yürüme mesafesindeydi. Eğer birimiz yürüyorsa diğerimiz de yürürdü. Yolun bir tarafında ben diğer tarafında Ebru birbirimizi kollayarak aynı zamanda tavır yaparak evin yolunu tutardık. Eve gider gitmez de mutlaka birimiz telefon açar karşılıklı özürler diler, barış ilan ederdik.
Arada sırada babaanneye, “Konferansa gidiyoruz biz,” der, çarşıya giderdik, gezerdik bol bol :) Kafamız estiğinde mutfağa girer kek çörek yapar film eşliğinde tıkınırdık. Bir gün canımız helva çekmişti, bir mahalleye yetecek kadar helva yapmıştık ye ye bitmemişti…
Arkadaşımı özlediğim zaman liseden mezun olurken yazdırdığım gömleği çıkarıyorum. Sağ olsun sırt bölümünün hepsini kullanmış, destan yazmış :)
Yazdıkça yazıyorum, işin kötüsü yazmak da istiyorum. En yakın arkadaşımı ve eski günleri hatırlamamı sağlayan şey Ateşböceği Yolu kitabıdır, birkaç hafta oldu biteli ama hala etkisi sürüyor.
Dostluk romanı okumayı sevenlere öneriyorum. Kitap 70’li yıllardan başlayarak 80, 90 ve nihayetinde yeni bin yıla kadar geliyor. Tarihi, kıyafet, müzik, punkçı gençlik şekillerinin üstünden anlatmış yazar, bu nedenle okumak çok kolay. Kitabı okurken yazarın akıcı dili sizi hemen kitaba çekiyor zaten, bir bakmışsınız kitap bitmiş.
Hikâyemiz, Kate ve Tully hakkında. Kate sorunlu bir ergenlik dönemi yaşayan arkadaşsız ve sürekli annesiyle tartışan bir çocukken bir gün karşı eve yeni birileri taşınır ve annesinin de desteğiyle hayatı anlam kazanır.
Kate’in gayet mutlu mesut bir ailesi vardır, ama arkadaşı yoktur. Tully ise genel anlamda yalnız ve sevgiye aç bir çocuktur. Annesi özgürlüğüne düşkün bir ot bağımlısı olduğu için daha doğar doğmaz kızını ortada bırakıp gider. Tully büyükannesiyle -annesinin bir gün geri geleceğini umut ederek- yaşamıştır hep. Annesi ayda yılda bir gelse bile her seferinde kızını terk edip gider.
Tully artık annesini boş verip hayatını yaşamaya karar verir. Bir süre sonra anne tekrar ortaya çıkar ve Tully Ateşböceği Yolunun karşısına, Kate’lere komşu olacak eve taşınır. Girdiği her ortamda popüler olan biz kızdır Tully, böyle popüler biriyle arkadaşlık etmek Kate için biraz zordur, annesinin verdiği gazla ilk adımı atsa da başarısız olur.
Bir gün Tully okulun üst sınıf partisine davet edilir, âşık olmak, sevilmek istediği için kendisini davet eden çocuğun teklifini kabul eder ama hayatının en kötü gecesini yaşar o partide. Parti dönüşü eve döndüğünde Kate ile karşılaşır, en berbat gecesini ona sır olarak anlatır. Bu sır sayesinde Kate ile Tully sonsuza kadar dost olma yolunda büyük bir adım atmış olurlar, artık onlar okulun ayrılmaz ikilisi TullyileKate olmuşlardır.
Tully’nin arkadaşlığı Kate’in kendine güvenini yerine getirmiştir. Tully ilk başlarda annesinin durumundan utandığı için -kız haklı- Kate’e, annesinin kanser olduğunu söyler. Kate arkadaşı için evinde sunak hazırlayıp dualar ederken bir gün tesadüf eseri Kate’in annesi gerçeği öğrenir ve Tully’e hayatının amacını bulmasını sağlayacak bir konuşma yapar. Tully ne istediğini anlayınca amacı uğruna çalışmaya başlar. Artık dünyanın en iyi kadın gazetecisi olmak istiyordur ve bunu Kate ile birlikte yapacaktır.
İkili mükemmel arkadaşlıklarına -ve mesleki amaçlarına- devam ederken bir gün Tully tekrardan büyükannesinin evine taşınmak zorunda kalır. Tully&Kate arkadaşlığı uzun bir süre mektup ve telefonlarla devam eder ta ki bir gün Tully’nin başına kötü bir şey gelmesiyle… Her şey ya çok kötü olacaktır ya çok iyi, hayatının dönüm noktalarından biriydi bu olay…
Kitap çok sürükleyici bir kaptırdınız mı gerisi geliyor. Sabah ezanına kadar el fenerinin altında 300 sayfa okuduğumu bilirim. Kitabı okurken, sona doğru yaklaşırken arka kapakta yazılan bir yoruma sık sık dönüş yaptım, çünkü arka kapakta şöyle yazıyordu:
"Bu muhteşem romanın sayfalarını çok hızlı geçmek istemeyeceksiniz. Kapıyı kilitleyin, telefonunuzu kapatın ve yanınıza bir paket mendil alıp koltuğunuza yerleşin. (Sonra uyarmadı demeyin.) Kristin Hannah'dan başka hiç kimse kadınların dostluğunu tüm acısı, tatlısıyla bu kadar güzel yazamazdı.
Harika bir yazar."
Susan Elizabeth Phillips
Harika bir yazar."
Susan Elizabeth Phillips
Suzan teyzenin bu yorumunu başta sallamamıştım pek ama merak da ettirmişti hani. Sayfalar ilerlerken bu yorumu destekleyecek bir şey göremedim tuğla gibi kitapta ama son yüz sayfaya geldiğimde ne demek istediğini anladım. Salonda annemlerin yanında okuyordum kitabı bir baktım gözlerim dolmuş, elime bir kâğıt havlu alıp arka odaya kaçtım, sesten okuyamıyorum diye de bahane savurdum :) Suzan teyze haklı çıktı anlayacağınız. Gözyaşlarım durmak bilmedi, tek hatam ruloyu komple almak yerine bir tane koparıp yetinmeye çalışmak oldu. Yetmedi o kâğıt havlu, yetemedi…
Ağlatıyor falan ama güzel bitiyor kitap, bunalımlara sokmuyor. Velhasıl sayın okuyucu, bu kitabı herkese öneriyorum, denk gelirseniz (çok kalın olmasına aldırmadan) kitabı kucaklayın, okuduktan sonra illa ki birilerine -hatta en yakın arkadaşınıza- tavsiye edeceksinizdir.
Bu kitap baya karşıma çıktı ama nedense hiçbirinde almadım.Arkadaki yorumlara kulak vermemeni de anlıyorum hep atıp tutuyorlar birinin de arkasında 'eh işte normal bir kitap' yazdığını görmedim...
YanıtlaSilVeee umarım arkadaşınla tekrar aynı şehirde olabilirsiniz :D
Şu sıralar epey popüler olmalı bu kitap, çünkü ben de her gittiğim yerde görmeye başladım ya da okuduğum için algıda seçicilik devreye girdi bilemiyorum :)) Cidden arka kapaklar çok yanıltıcı oluyor, hiç dürüst değiller :P
YanıtlaSilUmarım, teşekkürler :)
Senin arkadaşınla olan hikaye mi yoksa bu kitap mı daha etkileyici karar veremedim:P Madem kitabı tavsiye ettin, ben de bir göz atayım madem :D
YanıtlaSilBizim arkadaşlığımızdan etkilenmişsindir sen :)) Güzel kitaptı okumalısın ;)
YanıtlaSilYazını okurken aklıma Gülçin geldi.. Çoook uzun zamandır arkadaşım-hatta arkadaş demek haksızlık aileden biri oldu o:)) Biz sadece 1 sene aynı şehirde yaşadık-genelde telefon ve mektupla görüştük yıllarca:D-tabi yaz tatillerini ayrı tutuyorum:D:D Arkadaşından ve kitabın konusundan bahsederken, arkadaşımı düşünmeden edemedim-çook özledim:(( Tecrübelerimden biliyorum aynı şehirde olamasanızda eminim hala birbirinizi okul yolundaki gibi kolluyorsunuzdur:)) Kitabın konusunu çok beğendim-içimdeki okuma isteğini depreştirdi.. Emeğine, yazına, gözyaşına sağlık:D
YanıtlaSilKitabı okurken daha da çok hatırlayacaksın Gülçin ablayı :) Buraya gelince okursun :))
YanıtlaSilgerçekten okunası bir kitapmış:D okumadan duygulandıysam okurken bana gerçekten bir rulo selpak lazım olacak:D
YanıtlaSilEvet öyle :) Sen sen ol benim yaptığım hatayı yapma ruloyu ayırma yanından! =D
YanıtlaSilBende yeni başladım daha başından harika bir kitap olduğu belli oluyor
YanıtlaSilÖyle gerçekten, okudukça okuyor insan :)
YanıtlaSilBu kitabı ben de çok edinmek istiyorum.Bir tanıdığım çok tavsiye etti,özellikle bayanlara,ağlama garantiliymiş :)
YanıtlaSilÇok güzel kaleme almışsın,tadınman yenmedi.Bir kitap dostu olaraktan çok zevk aldım okurken :)
Ben de çoğu arkadaşıma tavsiye ettim bu ktiabı gerçekten güzeldi. Kitabın bir yerinde ağlama garantisi var, evet :) Denk gelirse mutlaka okumalısın.
YanıtlaSilTeşekkür ettim çingu :)
kesinlikle okudum ve kesinlikle ağladım. tıpkı senin yaptığın gibi. bende odama kaçtım ama ben bir parça rulo bile almadım. odada mendil aradım ve bir paketin içinde sadece bir tane kalmıştı. yettimi hayııııııır. salya sümük ağladım...
YanıtlaSilNicki sulu göz olan birinin kitabı okurken duygulanmaması mümkün değildi zaten =D Bir mendil yetmez tabi, o kadar uyardım ama ben yazı da rulo alın diye :P Salya-sümük kısmını ben de aynen yaşadım :(((
YanıtlaSilKitap alınacaklar listemde zaten.Çok meraklandım sen de böyle deyince :))
YanıtlaSilHerkese hitap edebilecek bir kitap bence, umarım beğenirsin :)
YanıtlaSilBende sonunda salya sümük ağladım taa kadının öğrendiği zaman ağlamaya başladım acaba ne öğrendi okuyun öğrenin xD Ama gerçekten harika bir kitap
YanıtlaSilBen de o bölümden itibaren bıraktım kendimi :) Ve evet okuyun öğrenin :P
YanıtlaSilTenk yuu yorum için:)
Evet hiç bir kitapta öyle yazmaz ama bu kitap yapılan yorumların daha da fazlasını hak ediyor. Ben böyle muhteşem bir son görmedim. Son 100 sayfasında paso ağlıyorsun zaten. Göz yaşlarımı tutmak istiyorum ama olmuyor. Daha dün bitirdim bu kitabı. Okumam 2 gün sürdü. Etkisi daha fazla sürecek gibi geliyor.
YanıtlaSilÇok kalın olmasına rağmen sürükleyici olduğu için bir çırpıda bitiyor kitap dimi :) Son yüz sayfada ben de çok ağladım :/ Muteşem bir son yok ama güzeldi, sevdim ben.
YanıtlaSil[...] Yolu (Kristin Hannah) : İki kişilik bir dostluğu anlatıyor. Şurada kitapla ilgili birkaç şey yazmıştım. Dostlukla ilglili romanları seviyorsanız okuyun, çok [...]
YanıtlaSilUnni senin sayende okudum bu kitabı çok methini yapmışsın..Ama iyikii yapmışsın kitabın zaten 20.sayfasına geldiğimde hemen anladım muhteşem bi kitap olduğunu..Tamda benlik bi kitap iki en iyi arkadaş falan ..İlk başlarda ağlamadım ama son 100 sayfasında bir an bile ağlamadan duramadım nerdeyse :( Uzun lafın kısası eline sağlık sen kitapların methini yapıyosun bende gidip alıyorum :D
YanıtlaSilÖnerime güvenip okumana ve beğenmene sevindim :)) Çok beğendiğim olursa yazarım yine =)
YanıtlaSilAteşböceği yolu tartışmasız harika bir roman.Bittikten sonra yazarın tüm kitaplarını okumak isteyeceksiniz.Ben,Gerçek Renkler ve Gece Yolunu da okudum.Gece yolunu okumanızı tavsiye derim.İkisinde de çok ağladım
YanıtlaSilYazarın Kış Bahçesi romanını okuyorum şu aralar ama diğer kitaplar da aklımda. Mutlaka okuyacağım, teşekkür ederim tavsiye için^^
YanıtlaSil