Zengin bir adamın doğuşu..

                                             (Kimin zenginlik hayali kurduğu nasıl da belli :D )

Sadece Deniz’in önerisiyle başladım bu diziye, güzel miydi? Evet! :) Teşekkür eder karakterlere geçiş yaparım...

Choi Seok Bong, chaebol oğlu olduğuna inanan ve hayatı boyunca bu inançla yaşamış bir karakter. Okulda hocanın verdiği cezayı “zengin çocuğuyum ben,” diye kabul etmiyor mesela. Cebinde parası yok ama yüreğinde zenginliği var. Böyle bir inanışı olmasına rağmen gerçekten aklı başında iyi bir insandır Seok Bong. Tek eksikliği hiç görmediği babasıdır. Zengin olduğunun kanıtı ise annesinin anlattığı hikâye ve boynundaki –eşi benzeri olmayan- kolyedir. Yana yakıla her yerde babasını ararken bu zaman zarfında kendini asil bir zengin gibi yetiştirmeyi de ihmal etmemiştir tabi. Kore’nin zenginleri Oh Sung oteli tercih ettiğinden otelde çalışmaya başlar. Her zengine itinayla hizmet ettikten sonra yanlışlıkla kolyesini gösterip işaret bekler ama… Babasıyla tanışacağı güne kadar azimle çalışır zengin bir babanın oğlu olma layık bir adam haline gelmek için çok çaba sarf eder. Günün birinde kanser olduğunu öğrenir ve bu hastalığı yenmek için çok paraya ihtiyacı vardır: Bir Chaebol oğlunun parasızlık yüzünden ölmesi kabul edebileceği bir şey değildir elbette, etmez de zaten, bunun yerine para için Shin Mi ile mücadele etmeyi tercih eder. (Merak etmeyin kanserden dram çıkartmıyorlar :D ) Bir tuhaf adamdı doğrusu aradığı şey baba mıydı yoksa para mı sorusunu seyirci sık sık soruyor. Babasını buluyor mu, gerçekten söylediği gibi zengin veledi mi gibi soruların cevabını elbette yazmıyorum, izlerken görün :)

Esas kız, Lee Shin Mi. Dizinin en zengin aynı zamanda en cimri insanı! Para israfına asla tahammül edemiyor: ister kendi parası olsun ister başkasının, para paradır ve israf edilmemelidir görüşünü sonuna kadar benimseyen bir kadın. Hesapları alman usulü ödeyip, makyaj ihtiyacını eşantiyon ürünlerle giderir hep, bildiğin cimri işte :D Babasının şirketten ayrıl evlen baskısına rağmen çalışmayı sürdüren ve geçmişte yaşadığı ailesel durumdan dolayı “kız” olmaktan biraz rahatsızdır. Babasıyla araları limoni olduğu için ev yerine sahibi olduğu Oh Sung otelde kalmayı tercih eder ama adı çıkmış bir cimri olduğu için tüm çalışanlar kadından illallah etmiştir! Zavallı Choi Seok Bong gönüllü olarak Shin Mi’nin hizmetlisi olur ve bu cimri kadından bahşiş alacağına dair iddiaya bile girer…

Dizinin zavallı, ezik ikinci adamı. İlk defa bir dizide ikinci adama acımadım!  Aynı zamanda ikinci kadının oppa’sı :D Woon Seok oppa, Lee Shin Mi’ye yanıktır sözde ama sevdiği başka seveni başka durumu vardır ortada. Kıza yapmadığı incelik kalmıyor, yine de avucunu yalıyor. Zaten esas niyeti sonradan çıkıyor ortaya. Karakterin temelinde babası var, anlayın nasıl biri olduğunu :) Daha önce Can You Hear My Heart dizisinde izlemiştim bu adamı, bu dizideki rolüyle o dizideki rolü birbirine benziyordu aslında. Görünürde farklıydı belki ama detaya indiğinde aynıydı sanki sevmedim bu yüzden. Bir dahaki projeni dikkatli seç evlat, heba etme görselliğini pardon yeteneğini.

Boo Tae Hee olur kendileri. İkinci adamın peşinden “Oppa,” diye koşan kız işte. Bu kız dünyadaki tüm oppa’cıların temsilcisiydi dizi boyunca :D Şımarık, zengin, aklı çalışmayan bir karakter. Öğrencilik yıllarında şişman bir dönemi olduğundan bir dolu ameliyat ve diyetten sonra “kusursuz” hale gelmiştir. Görüntü hoş içi boş bir karakterdi, birazcık Paris Hilton’umsu bir karakter yaratmak istemişler sanırım ki babası da bir bölümde kızı karakola düştüğünde Paris Hilton’a selam çakıyordu :) Tae Hee için paranın satın alamayacağı hiçbir şey yoktur, ortada bir sorun varsa çözümü paradır; buna rağmen serveti aşk hayatını olumlu yönde etkileyemiyor, –ya da etkiliyor mu?- dizi boyunca aşkı için mücadele etti yazık :)  Çok çocuksu, çok deli hareketleri vardı ve ben bu karakteri bir noktadan sonra sevmeye başladım. Tepkileri, mantığı komikti :) Durum böyle olunca arada sırada aklımdan şüphe etmedim değil hani ama dedim ya ilginç bir şekilde sevdim… Mesela kimsesizler yurduna gidiyordu bir bölüm –babasının zoruyla- orada tanıştığı kızın kendisinden istediği şeyi yapma çabasını sevdim. Böyle bir karakteri canlandırmak kolay olmasa gerek, tebrik ediyorum oyuncuyu :)

***Bu arada karakterle ilgili yazmadan edemeyeceğim bir sahne var. Bir bölümde ikinci adam olan Woon Seok, Tae Hee'yi gezmeye çıkarıyor güya kızı ama nereye götürüyor sizce? Hemen söyleyeyim: Balık pazarına! :D Tae Hee zavallı oppamla dışarı çıktım modunda doğru düzgün mutlu olamadı bile. Oppa efendinin her gösterdiği balığa, ahtapota ve bilumum tuhaf yaratıklara "Ayy, ıyy" mimkleriyle bakıp durdu. Bu sahnedeki o mimiklerde kendimi gördüm :P

                              (Paris Hilton’umsu kızımız karakoldan çıkıp basına poz verirken)

Sanırım mimiklerini sevdim bu kızın, emin değilim gerçi bunu söylerken çünkü estetikli olabilitesi epey yüksek :D

Diziye genel olarak bakarsak eğer…

*Esas adam biraz çirkindi, (itiraf: başrol oyuncularının çirkin olduğu dizi-filmleri izlemeyi sevmiyorum ve evet bu yanlış bir düşünce; farkındayım!) daha doğrusu bazı sahnelerde gözüme çok hoş görünürken çoğu sahnede çirkin göründü. Sorun onda değil bende :P

*Choi Seok Bong, annesinin anlattığı hikâyeden dolayı babasını bulma yolunda kendisi için sağlam bir ipucu olacak bir kitabın peşinde koşar yıllarca ve o kitap günün birinde bizim cimri kızın eline geçer, kitap aynı mı değil mi alabiliyor mu gibi soruların cevabı dizide :)

                                                                     (Evsiz Ajuşi)

*Genel anlamda oldukça hareketli bir diziydi, izleyici sıkılmıyor. Başrol oyuncularının yanı sıra yan karakterler de eğlenceliydi. Mesela Seok Bong’un evine yerleşen evsiz amca favori yan karakterimdi:) İlginç ve gizemli bir karakterdi, bir süre sonra diziye evsiz amcanın “süs balığı” lakaplı oğlu da katılıyor ki çocuk cidden süs balığımsı bir görüntüye sahipti :)

Üşenmedim çocuğun adını öğrenip görsel buldum, işte o çocuk (Çocuk demek olmadı zira benden büyükmüş bu velet)

Kız gibi maşallah :D Dizide sürekli zengin olacağım temalı şarkılar besteleyip durdu, tam bir ağustos böceği. Sesi de güzeldi hani... Sesi güzel olan tek karakter süs balığı değil tabi, Choi Seok Bong da en az bu çocuk kadar iyi şarkı söylüyor.

Sevdiği başka seveni başka durumunu oluşturan esas ve ikinci kızlarımız partide boy ölçüşürken;

*Her bölüm sonu diğer bölümde neler olacak acaba düşüncesini pekiştirecek şekilde bitiyor ama konuyu birazcık uzattıklarını düşünüyorum. Bu dizi 20 yerine, 16 bölüm olabilirmiş.

* “Tamam, işte baba bu; buldum,” gibisinden tahmin yapsanız da tahminlerin hepsi fos çıkıyor; her bölüm baba değişiyor resmen! Evet, diziyi gereksizce uzatmışlar derken bunu kastetmiştim.

*Esas kız ve esas oğlanın aşkı doğal bir şekilde gelişiyor, bunu sevdim :)

*Engeller oluyor elbet ama aşılmayacak, imkânsız bitti bu aşk gibisinden engeller yok ortada, senarist bu konuda aşırı davranmamış; aferin.

*Cimri kızın yardımcısı çok şirin bir kadındı, başrolde o olsaydı keşke :D Gamzeli gamzeli güldüğünde pek sevimli oluyordu:)

Diziyi severek izledim, 20 bölüm bi' haftada bitiverdi. Demem o ki, uzun uzun yazmaya detay vermeye gerek yok, dizi güzeldi izlemek isteyenler çekinmesin. Çevirmen Hafsa Ebrar’a ve hazırlayıp yükleyen yeppuda üyesi Zey-ra’ya teşekkürü borç bilirim; sağlıcakla kalın efem^^’