15 Temmuz 2015 Çarşamba

Zülfü Livaneli'den Kardeşimin hikayesini dinlemek..

kardeşimin hikayesi
Kitap kapağını sevemesem de..
Şu sıralar Zülfü Livaneli'nin Konstantiniyye Oteli kitabı popüler olsa da ben biraz geriden gelerek Kardeşimin Hikayesi yorumumu paylaşacağım. Kardeşimin Hikayesi kuzenlerde arkadaşlarda her gittiğim mekanda gördüğüm bir kitaptı. Elimdekiler bitince bir de ben okuyayım dedim ve iki sahurda bitti. Oldukça sürükleyici akıcı bir hikayesi var. Spoiler vermeyeceğim no panik!

Karadenize kıyısı olan Podima adında bir köyde geçiyor hikaye. İnşaat mühendisi olan Ahmet işlerden ve İstanbul'un kalabalığından çekip küçük bir köy olan Podima'ya yerleşmiştir. Ahmet, tamamen kitaplarla dolu olan bir evde gün boyu okuyarak, denemeler yazarak arada sırada köpeği Kerberos'u gezdirerek yaşayan, kendini dünyadan biraz soyutlamış bir adamdır.

Bir gün kapıyı çalan gazeteci bir kız, köyde işlenen ve basının ilgisini çeken Arzu adında bir kadının öldürülmesiyle ilgili Ahmet'ten bilgi almaya gelir. Arzu'nun ölümünü araştıran gazeteci kız ile Ahmet arasında tuhaf diyaloglar yaşanır. Ahmet kıza bildiklerini anlatırken arada okuduğu kitaplardan duyduğu hikayelerden bahseder. Bir noktadan sonra iş köyde işlenen cinayetten çıkıp Ahmet'in ikizi olan Mehmet'in hikayesine gelir. Başlangıçta hikayeyi anlatmak istemeyen Ahmet sonrasında her gün biraz biraz gazeteci kıza dolayısıyla bize kardeşinin hikayesini anlatır. Hikaye içerisinde bolca aşk barındıran, nasıl sonlandığı merak ettiren bir gizeme sahip. Ahmet anlattıkça sonu nereye varacak diye bekleyip durdum.

Kardeşimin Hikayesi'nden küçük bir alıntı. (Mevlana'ya ait aslında)

Geçmişi unut
Koy bir kenara
Yeni bir sayfa aç
Kurtar benliğini dünden
Bugünün çocuğu ol
Bütün bilgeliği ve gülümseyişiyle gençliğin
Şu anı hiç terk etme ne olur
sonsuza uzanan şu günü, terk etme.

Kardeşimin Hikayesi, akıcı olduğu kadar sonu itibariyle biraz şaşırtıcıydı da. Bittikten sonra sonuyla ilgili tahminlerde bulunamamış olmama hayıflandım doğrusu çünkü kitap bittikten sonra genele baktığımda tahmin edebileceğim noktaları fark ettim. Zülfü Livaneli'nin okuduğum üçüncü kitabı oldu bu. Daha önce Serenad, Leyla'nın Evi gibi kitaplarını okumuştum. Konstantiniyye Oteli'ni de okuyacağım, merak ettim. 

Kardeşimin Hikayesi çabuk okunan bir kitap, öneririm. 

4 yorum:

  1. Diğer kitapları arasında sönük bulmuştum ben, çabucak kendini belli eden bir final dışında vurucu noktası yoktu. Peş peşe okuduğum kitapları arasında belki de en az memnuniyet duyduğum kitaptı :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Final ile ilgili bariz noktalar işaretler olmasına karşın ben nedense fark edemedim. Akıcı fakat dediğin gibi bir tık sönük kalmış olabilir.

      Sil
  2. Merhabalar.

    Kitapları okumayı ve kağıtlara yazmayı, bilgisayar ekranına tercih ediyorum. Bilgisayar ekranı artık yoruyor, ama ne kitaplardan ne de kağıtlardan asla yorulduğumu söyleyemem. Kitap tanıtımınız çok güzeldi, ama kitabın o kadar güzel olmadığını anladım.

    Selam ve dualarımla birlikte Allah'a emanet olun. Cenab-ı Hakk'ın rahmeti, mağfireti, bereketi, ihsanı ve ikramı üzerinize olsun inşAllah. Fıtır bayramınızı kutlar, Sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,

      Bilgisayar ekranındansa kağıtlara yazıp okumak daha ideal tabii ki ama işte dijital dünyaya karşı koyamıyor insan :) Yazma olmasa da okumayı her daim gerçek bir kitaptan olmasını tercih ederim. Kitabın finali şaşırtıcı onun dışında akıcı sıradan bir kitap. Tek numarası final.

      Teşekkür ederim bilmukabele. Hayırlı Bayramlar.

      Sil

Hu hu!
Pek sevgili blog ziyaretçilerim. Lütfen sadece blog linkinizi bırakıp kaçmayınız. Kullanıcı adınıza tıkladığım zaman zaten blogunuza ulaşabiliyorum ben :) Blog linki yazıp kaçan ziyaretçilerin yorumlarını spam olarak işaretlediğimi bilgilerinize arz ederim^^