31 Ağustos 2015 Pazartesi

PK - Peekay: Bir Aamir Khan Filmi

pk wallpaper
PK fanart :) Biliyorum çok karışık olmuş, sade yapamadım yine :)
PK ya da Peekay Aamir Khan'ın son zamanlardaki en dikkat çekici filmi oldu sanırım gerek film afişi gerekse konusu çokça konuşuldu. Aamir Khan fanlığımdan ötürü filmi her türlü izleyecektim, kaçarı yoktu. Bu yaz kuzen günleri yapıyoruz, her hafta ya da ilk müsait zamanda bir kuzenin evinde toplanıp sohbet-yemek-film eşliğinde vakit geçiriyoruz. Bu hafta bize geldi kuzen ahalisi ve hep birlikte Aamir Khan'ın, PK filmini izledik. Filme bayıldık! 

PK - Peekay, sarhoş, deli anlamına geliyormuş, filmde Aamir Khan'ın hayat verdiği karaktere böyle sesleniyorlardı. Çünkü PK, olmadık sorular sorup olmadık gözlemler yapıp olmadık çıkarımlar yaparak tuhaf cevaplar veriyor, insanları soluksuz bırakıyordu. Aniden dünyamıza düşen PK, evine geri dönmenin yollarını ararken içine düştüğü dünyayı anlamlandırmaya, uyum sağlamaya çalışırken diğer yandan Tanrı'ya ulaşmanın yolunu bulmaya çalışır. Dinle ilgili çok fazla düşüncenin, inancın olduğu bir ülke Hindistan malum... PK, din ve inançla ilgili akla gelmeyecek sorular sorup, ilginç yöntemlerle Tanrı'yı bulmaya çalışır. Evine dönmenin yolu Tanrı'dan geçiyordu ona göre. Tanrı'yı bulabilecek mi? Tanrı'nın emirlerini uygulamaya çalışan, inançlarıyla farklı Tanrılar yaratan halk ile mücadelesinden galip çıkabilecek mi? Hepsi filmin içinde anlatılıyor.


27 Ağustos 2015 Perşembe

Yorgunluktan uyuyamamak? Kabul etmiyorum!

En son ne zaman deliksiz bir uyku uyuduğunuzu hatırlıyor musunuz? I remember!

Geçen yılın 17 Ağustos gecesi son zamanların en deliksiz, en şahane, en kısa zamanda daldığım uykulardan birini gerçekleştirmiştim. Sebep? Tüm gün boyunca yorgunluktan, koşuşturmadan ölmüştüm de o yüzden! İşte benim en şahane uykularım yorgunluktan ölmemle eşit orantılı gerçekleşiyor. 

Hakkını yemeyeyim geçen haftalarda bir gün de içtiğim bitki çayı sayesinde uykuya dalmam bir saat falan sürmüştü, güzelce uyumuş sabah erken kalkmıştım. Mis gibi bir uykuydu. Bitki çayı ertesi günler etkisini yitirdi tabii, sevincim kısa sürdü.

kitap uykusu
Bu fotoğrafı da ayrı seviyorum! 

Şimdi uyku düzeninin erken kalkmakla alakalı olduğunu söyleyenler olacaktır fakat erken kalktığım zamanları da bilirim ben yok, olmuyor. Yorgunsam uyku daha çabuk geliyor aksi halde 3-4 saatlik bir uykuya dalma mücadelesi veriyorum. Bazen insanların okula, işe gidişini görüyorum. 


25 Ağustos 2015 Salı

Küçük Kara Balık [Alıntı]

küçük kara balık
Küçük kara balık - nihayet okudum seni!

"Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?"

"Her an ölümle yüz yüze kalabilirim ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği…"


Kitap amcayla dede arası mahalle sakini'nden geldi. Sahilde oturup bir çırpıda okumuş, çok beğenince bana getirmiş :) Sevildiği kadar varmış kitap. Alıntı yaptığım yerleri özellikle çok sevdim. 

21 Ağustos 2015 Cuma

Amcayla dede arası mahalle sakini

Hu hu!

Yine çok orijinal bir blog başlığı attım, di'mi? :) Bir gün inşallah mantıklı başlık atmayı öğreneceğim efenim. 

Şimdi bizim mahallede tıpkı başlıkta belirttiğim gibi amcayla dede arası yaşlarda bir mahalle sakini var. Mahalle sakini diyorum ama tüm yılını burada geçiren biri değil bu kişi, sadece yaz aylarında geliyor şehre. O geldi mi yaz geldi, gitti mi kış geldi demektir. Mevsimi müjdeleyen kişi adeta :) Sanki yazın ortasında pat diye memleketine dönse havalar serinleyecek yağmur yağacak son bahar kapıda belirecek gibi gibi :) 

Bahsettiğim mahalle sakini, edebiyata ve sinemaya karşı son derece ilgi duyan, araştıran inciğini cıncığını öğrenen ve çevresindekilere bu detayları aktaran bir kişiliğe sahip. Geçen yaz bana Orhan Veli'nin hayatını okutturmuştu zorla. Tamam, şikayet etmiyorum, kültürlendim sayesinde azucuk. Elime bir flash disk tutuşturdu içinde Orhan Veli'nin hayatı var, oku mutlaka dedi. Tamam dedim :) 


18 Ağustos 2015 Salı

O ne biçim hanek?

Yıllarca görüşmezsin. Çünkü aranda zaten her gün birbirinizi gördüğünüz zamanda da dahi olmayan bir mesafe vardır. Yıllar sonra karşılaşırsın, ilk söylediği şey: Vefasız! Pardon? Selamlaşma ve hatır muhabbetinden öteye gitmeyen arkadaşlığımız neden birden bire vefasızlıkla suçlanıyor anlamıyorum, üstelik yapmadığımı söylediği şeyi kendisi de yapmamışken.. Eşşek kadar olduk hala böyle şeyler oluyor. Ben aramadım da sen her gün aradın mı sanki?! Yahu biz seninle yediği içtiği ayrı gitmeyen, her daim iletişim içinde olan etkinlikten etkinliğe koşan kişiler değiliz ki! 


16 Ağustos 2015 Pazar

Sil Baştan yaşasaydın eğer..

... Aynı hataları tekrar yapar mıydın?

Sil Baştan
Kitap biraz yıpranmış olduğundan, iç sayfadan foto ekledim =) İç sayfa da içler acısı gerçi..
Sil Baştan kitap yorumlarına bakmadım ama şu an feci merak ediyorum kitapla ilgili yapılan okuyucu yorumlarını zira benim için pek ilgi çekici bir kitap olmadı. Kitabın konusu, 43 yaşındaki Jeff Winston iş yerinde ani bir kriz geçirir ve hayatını kaybeder. Tekrar gözlerini açtığında kendini 18 yaşındaki haliyle bulur. Üstelik yaşadığı tüm 25 yılı, geleceği hafızasında kanlı canlı bir şekildeyken. 


12 Ağustos 2015 Çarşamba

Bir barajın bu kadar güzel olabileceğini bilmezdim!

Tarsus barajı
Köprüde yürüyüş yaparken çektiğim bir kare
Cehennem sıcağını yaşadığımız bir Ağustos günü Ankara'dan gelen ailemizin diğer üyeleriyle birlikte haydin pikniğe gidiyoruz dedik ve yollara düştük. Tarsus şelalesi ve barajını daha önce hiç görmemiştim. Geçtiğimiz haftalarda abimler bir iş için Tarsus'a gittiğinde gezmişlerdi. Beni de çağırmalarına karşın bir baraj ne kadar güzel olabilir ki kafasında, üşengeçliğimin de etkisiyle gitmemiştim. Sonradan çektikleri fotoğrafları görünce oha ne güzel yermiş tepkisi verdiğimi kabul ediyorum! 

Tarsus devlet parkı yürüyüş
Sağ tarafta ucu görülen baraj köprüsünde yürüyüş yapmaya giderken.
 Mavili-kırmızılı kişi ben oluyorum! Selvi boyumdan tanımış olmalısınız ;)) 

10 Ağustos 2015 Pazartesi

May Queen Kore Dizisi ve Yerli Uyarlaması Mayıs Kraliçesi

mayıs kraliçesi
Mayıs Kraliçesi başrol oyuncusu Yağmur Tanrısevsin

Hahaha evet yine bir Kore dizisi uyarlaması yerli yapım haberiyle karşınızdayım. Can sıkıntısı ve işsizlik bunlar hep :) May Queen, Kim Jae Won'dan ötürü hep izlemek istediğim fakat 38 bölüm oluşundan ötürü hep ertelediğim bir dizidir =) Türk senaristler (Birol Güven) + yapımcılar yüzlerini bir kez daha Kore'ye dönerek May Queen'i fark edip aynı isimle Mayıs Kraliçesi olarak uyarlamaya karar kıldılar. Şimdilik sadece kadın oyuncu belli; Yağmur Tanrısevsin. 

Mayıs Kraliçesi, 38 bölümden oluşuyor. Uyarlanacağını görür görmez tuttuğu taktirde kaç sezon süreceğini düşündüm, 16 bölümlük dizilerden sezonlarca dizi yapan senaristlerimiz 38 bölüm fırsatını kaçırmayacaktır muhakkak ^^'


3 Ağustos 2015 Pazartesi

Çen germé!

mersin hava durumu
Ölezem!
Nem oranı düşük bugün, sadece %39 ama hala çok nemli çok sıcak. Yaz mevsiminin şu saçmalığını görüyor musunuz?! Klimalı ortam candır, pervane canandır ama ya otobüsler, sokaklar? Saat 6'da akşam serinliğinde dışarı çıkmam gerekiyor ama emin olun akşam serinliği diye bir şey olmuyor bu memlekette. Yayla lazım herkese, Haziran başı Eylül sonuna kadar yaylalara gideceksin, mis! 

Sonbahar, kış mevsimini iple çekiyorum. 


*Çen germé: Ne kadar sıcak demek :)

2 Ağustos 2015 Pazar

İzlemeyin #3 > The Time We Were Not In Love

seni sevmediğim zamanlar
Afişlerini ne çok sevmiştim oysa..
Geçtiğimiz günlerde ilk bölümü hakkında bilgi verdiğim The Time We Were Not In Love ilk 6 bölüm yayınlandı, yeppudaa'da paylaşıldı ben de ilk bölümden beri takip ediyorum lakin dizi bir türlü temposunu yükseltemedi.  Ve maalesef uzun zaman sonra bana #izlemeyin temalı bir yazı yazdırmak zorunda kaldı meşhur the time we were not in love... Sükut-u hayal

İlk bölümden bu yana inanmayacaksınız ama dizi hep ama hep aynı tempoda ilerledi. Öyle ki bundan sonraki bölümlerde de aynı şekilde devam edeceğini düşünüyorum. Esas adamımız Won ile esas kızımız Ha Na ezelden beri arkadaş hatta ezelden beri birbirlerine karşı duygusal bir şeyler hissediyorlar fakat bir türlü aradan geçen onca yıla onca tecrübeye onca kalp kırıklığına ve yaşanmışlıklara karşın birbirlerine karşı adım atmıyorlar. A-ta-mı-yor-lar!